ABD’li Cumhuriyetçilerden SEC’ye mektup: Öneriyi geri çekin

ABD’de Cumhuriyetçilerden Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) karşı büyük bir tepki var.

Cumhuriyetçi milletvekilleri, dün gönderdikleri mektupta SEC’nin dijital varlık ekosistemini denizaşırı ülkelere itmek amacıyla yasal yetkisini aşan kural koyuculuğunun, kurumun yatırımcıları koruma ve sermaye oluşumunu teşvik etme misyonlarına ters düştüğünü ifade ettiler.

Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi Başkanı Patrick McHenry ile Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi ve Başkan Yardımcısı French Hill’in imzasıyla SEC’ye yazılmış mektupta, kurumun “borsa” tanımını genişletmeye yönelik önerilen değişikliklere karşı endişeler dile getirildi.

Mektubun yazarları, bu değişikliklerin yenilikleri boğacağını, dijital varlık piyasası katılımcılarını ve genel olarak ABD ekonomisini olumsuz etkileyeceğini belirtti. Bu nedenle, SEC’den bu öneriyi geri çekmesini talep ettiler.

Milletvekilleri SEC’nin belirsizliklerine vurgu yaptı

Mektupta, “Bir işlem hakkında iletişim kurmayı mümkün kılan bir yazılım protokolünün nasıl ve neden menkul kıymetler yasalarının amaçları doğrultusunda bir borsa olarak kabul edilebileceği ve edilmesi gerektiği tam olarak açık değildir.” denildi.

Ayrıca, blok zinciri ağının çalışması için gerekli olan yazılımı çalıştıran bir geliştiricinin veya başka herhangi bir bireyin, son derece geniş tanım göz önüne alındığında, bir borsa için yasal kriterlere nasıl uygun olabileceğinin de belirsiz olduğu vurgulandı.

Mektupta, Başkan Gensler’ın “dijital varlıklara ilişkin kendi kişisel inançlarını ilerletmek için bu kuralı kullandığının fazlasıyla açık” olduğu savunuldu.

Önerilen kuralın, yeterli gerekçe veya analiz olmaksızın, bireysel bakış açısını resmi SEC politikası olarak empoze etme girişimi gibi göründüğü belirtildi.

Son olarak mektupta, SEC’nin blok zinciri teknolojisine düşman olduğunu gösterdiği vurgulanırken, söz konusu kuralın “inovasyonu engelleyeceği, kripto para piyasası katılımcılarına ve genel olarak ABD ekonomisine zarar vereceği” ileri sürüldü.