Son dönemde küresel piyasalarda en çok duyduğumuz terimlerden birisi de resesyon diyebiliriz. Covid-19 pandemisiyle birlikte yükselişe geçen piyasalar ve parasal genişlemenin enflasyona sebep olmasının ardından merkez bankaları harekete geçti. Faiz oranlarının yükseltilmesi ve bilançolarda daralmaya gidilmesi sebebiyle resesyon en çok duyduğumuz terimlerden birisi haline geldi. Peki resesyon nedir, neden olur, resesyon dönemlerinde piyasalara ne olur?
Resesyon, genel anlamıyla, ekonomik aktivitenin belirli bir dönem boyunca sürekli bir düşüş gösterdiği dönemdir. Birçok ekonomist ve analist, resesyonun somut bir tanımını, birbirini takip eden iki çeyrek boyunca bir ülkenin reel (enflasyona ayarlanmış) gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) düşmesi olarak kabul eder. GSYİH, bir ülkenin belirli bir süre zarfında ürettiği tüm mal ve hizmetlerin toplam değerini temsil eder.
Yukarıda verdiğimiz resesyon nedir sorusunun cevabı, genellikle resesyonun başladığı ve sona erdiği dönemleri belirlemek için bir kılavuz olarak kullanılır. Ancak, bu tanımın birkaç sınırlaması bulunmaktadır.
İlk olarak, yalnızca GSYİH’ya odaklanmak bazen yanıltıcı olabilir, çünkü GSYİH tüm ekonomik faaliyetlerin değerini yansıtmayabilir. Ekonomi içerisinde çeşitli sektörler ve pazarlar farklı hızlarda büyüyebilir veya küçülebilir, ve GSYİH bu farklılıkları tam olarak gözler önüne sermez.
Bu nedenle, bir ekonominin resesyon içinde olup olmadığını anlamak için daha geniş bir ekonomik faaliyet göstergeleri setini göz önünde bulundurmak genellikle daha faydalıdır.
Bu göstergeler, işsizlik oranları, perakende satışlar, kapasite kullanım oranları ve endüstriyel üretim gibi ekonomik aktivitenin diğer alanlarından gelen verileri içerebilir. Bu göstergelerin kullanılması, ekonominin genel durumuna daha geniş bir bakış açısı sağlayabilir ve resesyonun belirlenmesine yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, resesyon bir ekonomide genel bir düşüş dönemi olarak kabul edilir ve genellikle reel GSYİH’daki sürekli düşüşlerle ilişkilendirilir. Ancak, ekonomi hakkında tam bir resim çizmek için çeşitli ekonomik göstergelerin değerlendirilmesi önemlidir
Resesyonlar, genellikle çeşitli faktörlerin birleşimi sonucu oluşur. Birçok ekonomik teori, bir ekonominin resesyona neden girdiğini ve bu sürecin nasıl işlediğini açıklamaya çalışır. Genel olarak, resesyon nedenleri ekonomik, finansal ve psikolojik faktörler olmak üzere üç ana kategoride incelenebilir.
Ekonomik faktörler genellikle sektörler arası yapısal değişimleri ve genel ekonomik şartlarda meydana gelen değişiklikleri içerir. Örneğin, petrol fiyatlarının ani ve sürekli bir artışı, ekonomideki genel maliyetleri yükseltir ve böylece bir resesyona yol açabilir. Bu durum, petrol fiyatlarındaki artışın çoğu endüstri ve tüketici üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu için genellikle tüm ekonomiyi etkiler.
Finansal faktörler genellikle kredi ve para arzındaki değişiklikleri ve finansal risklerin birikimini içerir. İyi ekonomik dönemler boyunca kredi büyümesi ve finansal risklerin birikmesi, resesyon dönemlerinde kredi ve para arzının daralmasıyla sonuçlanabilir. Bu durum, durgunluk dönemlerinde krediye erişimin zorlaşması ve bu durumun ekonomik aktiviteyi daha da yavaşlatmasıyla ekonomiyi olumsuz etkileyebilir.
Son olarak, psikolojik faktörler de resesyonların nedenleri arasında yer alır. Ekonomik büyüme dönemlerinde yaşanan aşırı coşku ve resesyon dönemlerinde yaşanan derin karamsarlık, ekonomik döngülerin aşırılıklarını daha da kötüleştirebilir. Örneğin, aşırı coşku dönemleri genellikle yatırımların ve tüketimin aşırı artışına, dolayısıyla ekonomide istikrarsızlıklara neden olur. Bu istikrarsızlık, sonunda ekonomiyi bir resesyona sürükleyebilir.
Sonuç olarak, resesyonlar genellikle ekonomik, finansal ve psikolojik faktörlerin bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkar. Bu faktörler genellikle birbirleriyle etkileşim içinde olup, bir ekonominin resesyona girişini ve çıkışını şekillendiren karmaşık bir döngü oluşturur.
Resesyonlar, genellikle hisse senetlerinin fiyatlarını olumsuz yönde etkileyen dönemlerdir. İşte resesyonların hisse senetleri üzerindeki genel etkileri:
Resesyonlar genellikle hisse senedi fiyatları üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olsa da, bazı hisse senetleri veya sektörler diğerlerinden daha iyi performans gösterebilir. Örneğin, “savrulma dirençli” sektörler (örneğin, sağlık hizmetleri veya tüketici temel maddeleri) genellikle resesyonları diğer sektörlere göre daha iyi atlatabilir. Ayrıca, resesyonlar genellikle yatırımcılara düşük fiyatlardan kaliteli hisse senetlerini satın alma fırsatı sunar. Bu nedenle, dikkatli bir araştırma ve strateji ile resesyonlar, hisse senedi yatırımcıları için potansiyel fırsatlar sunabilir.
Ancak yatırım stratejisine ve portföy yönetimine dikkat edilmediği durumlarda potansiyel fırsatlar gibi kayıplar da ortaya çıkabilir.
Kaynak: IMF
Donald Trump'ın geçtiğimiz günlerde Ticaret Bakanı olarak aday göstereceğini açıkladığı Howard Lutnick, Tether ile milyar…
Trump döneminde trilyonlarca dolarlık para basılacağını ve bunun kripto para piyasasını olumlu etkileyeceğini öne süren…
Donald Trump'ın başkan seçilmesi ve ardından Gary Gensler'ın istifasıyla kripto para piyasasında yeni bir döneme…
Kripto sektörü, Trump'ın Scott Bessent'ı Hazine Bakanı olarak aday göstermesini olumlu karşıladı. Bessent, kriptoya sıcak…
Ethereum, altcoin'lere olan borcunu ödemeye hazırlanıyor. Bitcoin’in 100 bin dolar bandına temasa hazır olduğu bir…
Son dönemin kripto dünyasında konuşulan 1. katman blok zinciri projelerinden SUI, ABD'li varlık yönetim devi…
Leave a Comment