Yılın başından bu yana 3,500$ – 4,000$ bandında hareket eden Bitcoin’in, 2019’un ikinci çeyreğinde %30’luk bir yükseliş kaydetmesiyle birlikte dikkatler yeniden kripto para piyasasına çevrildi.
Ayı piyasasının tam anlamıyla bitip bitmediği ve tam kapitülasyon durumuna ulaşıp ulaşmadığımız şu an itibariyle belirsizliğini korusa da, 2019’un ikinci çeyreğinde neler olabileceğine göz atmak önemli.
Bu yaz ve sonrası için kripto para dünyasını bekleyen 3 önemli trende bir göz atalım.
Kripto para dünyası ilkleri sever. ICO’lar, STO’lar, PoW, P2P ve son olarak da 2019’un en yenisi IEO’lar.
Esasında IEO da bir ICO ancak sadece bir borsanın aracılığıyla düzenlenebiliyor. Borsa, denetim ve destek sağlıyor. Ayrıca, token’lar genellikle sadece borsanın ana token’ı kullanılarak satın alınabiliyor.
Bu yeni token satış modeli, kasvetli 2018’in ardından 2019’un ilk çeyreğinde büyük ilgi gördü. Çok sayıda borsa kendi IEO platformlarını oluşturdu ve her hafta yeni bir IEO listelemeye başladı.
Sektörden pek çok insan, IEO’ları piyasaya yeni fonlar getirecek gelişmiş bir model olarak görüyor.
Standart ICO modeliyle karşılaştırıldığında IEO’ların yatırımcılar için bazı önemli avantajları var. İlk olarak, borsa bir token’ı listelediğinde, projenin ayrıntılı bir inceleme aşamasından geçtiğinden emin olabilirler. İkinci olarak, token’lar anında trade’e hazır hale gelir. Yatırımcılar, IPO’lardaki gibi hemen alım satıma başlayabilirler.
IEO’ların proje ekiplerine de birçok faydası var. Token’ları doğrudan basmayla ilgili teknik harcamalardan kurtulurken pazarlamaya harcayacakları zamandan da tasarruf ederler. Böylece projelerine daha fazla odaklanacak zamanları olur.
Bu sistem borsaların da işine yarar çünkü hem yeni kullanıcı çekme şansları artar, hem de proje sahiplerinden para kazanırlar. Bu açıdan bakıldığında, ICO modelinin yeniden tasarlanması ve popülerliğini kanıtlaması hiç şaşırtıcı değil.
Son bir buçuk yıldır manşetleri süsleyen önemli konulardan biri de VanEck SolidX Bitcoin ETF başvurusuyla ilgili SEC’in merakla beklenen kararı oldu. Bu başvuruyla ilgili her duyuru ve her erteleme kararı bir dizi makalenin yayınlanmasına, bir sürü tweet’in atılmasına ve Bitcoin’de fiyat hareketlerine sebep oldu.
Bitcoin ETF’si, yatırımcıların Bitcoin’in performansını izleyen bir araca yatırım yapmalarını ve alım satım yapmalarını sağlayacak, ancak gerçekte herhangi bir şeye sahip olmaları gerekmeyecek. Bitcoin ETF’si etrafındaki heyecanın teorideki sebebi, şimdiye kadar çekingen davranan kurumsal yatırımcıyı sahaya çekeceği beklentisi. VanEck Dijital Varlıklar Şefi Gabor Gurbacs, ETF’nin getireceğini düşündüğü şeyleri bir tweet’inde şöyle özetliyor:
“Bitcoin ETF’sinin aşağıdakiler aracılığıyla kamu yararına hizmet edeceğini düşünüyorum:
*Artan likidite
*Düşük karşı taraf riski
*Daha iyi değerleme ve yürütme uygulamaları
*Görevlerin alım-satım, saklama hizmeti ve değerleme şeklinde ayrılması
*Şeffaf işlem ücretleri
*Kurulu uyumluluk çerçevesi”
Ancak, kripto para ekosistemindeki herkes Gurbacs ile aynı fikirde değil.
Bitcoin’de eski toprak denilebileceklerden biri olan Andreas Antonopolous, bir Bitcoin ETF’si en nihayetinde onaylansa bile, bunun ekosisteme zarar vereceğine inanıyor.
Antonopoulos’a göre, bir Bitcoin ETF’si altın piyasasına girdiğinde olduğu gibi fiyatları ve hacimleri hareketlendirebilse de temelde Bitcoin’in değer ve inançlar sistemine karşı geliyor.
Bitcoin ETF’siyle ilgili zıt görüşlerin birleştiği tek bir nokta var ki, bu da ETF’nin onaylanmasının fiyat ve hacimler üzerinde büyük etkiler yaratacağıdır.
SEC birkaç kez onay sürecini geciktirmiş ve uzatmış olsa da, karar için belirlediği son tarih 21 Mayıs. Bu konuyla ilgili nihai bir kararın verilip verilmeyeceğini o tarihte göreceğiz.
2019’da dikkate alınması gereken bir diğer trend de, DeFi. DeFi; sabit coin’ler, tahmin pazarları, borç protokolleri ve borsalar dahil olmak üzere bir blok zinciri üzerine inşa edilen bir dizi finansal aracı kapsayan geniş bir terim. DeFi’ye taşınan para miktarı arttıkça, bu alana yönelik bakışlar da artıyor.
Veri sağlayıcısı DeFi Pulse’a göre, dApp ağlarında yayınlanan akıllı sözleşmelerle zaten 2.5 milyon ETH (420 milyon dolar) şimdiden kilitlenmiş durumda.
Maker, bu alandaki önde gelen şirketlerden biri. Şirketin merkeziyetsiz özerk birimi DAO, ABD dolarına dayalı sabit coin Dai’yi destekliyor. İstikrarı sağlamak için yenilikçi bir sistem kullanan kullanıcılar, Teminatlandırılmış Borçlanma Pozisyonu olarak bilinen şeyi açmak için ETH’yi teminat olarak kilitliyor. Mevcut durumda, MakerDAO elinde 367 milyon dolarlık ETH tutuyor.
Bitcoin Lightning Network de, sadece 1 yılda 50 kat büyüyerek 5 milyon doların üzerinde bir değere sahip olan DeFi ekosisteminin bir parçası olarak kabul ediliyor.
Diğer önemli DeFi örnekleri arasında merkeziyetsiz protokolü olan ve Ethereum üzerinde tokenize edilmiş borç vermeyi sağlayan Dharma (2.7 milyon dolar) ve merkeziyetsiz tahmin pazarı platformu Augur (1 milyon dolar) bulunuyor.
Her hafta daha fazla paranın içine aktığı DeFi ekosistemi, finansal hizmet dünyasını geleneksel sınırların ötesine çıkarma vaadiyle finans sektöründe devrim yaratmaya ve kripto paraları ana akım haline getirmeye hazırlanıyor. Bu sektörün ikinci çeyrekte kesinlikle izlenmesi gerekiyor.
→ BİTCOİN’İ RİSK-KAZANÇ ORANINA GÖRE MASAYA YATIRDILAR, İŞTE SONUÇ
Donald Trump'ın geçtiğimiz günlerde Ticaret Bakanı olarak aday göstereceğini açıkladığı Howard Lutnick, Tether ile milyar…
Trump döneminde trilyonlarca dolarlık para basılacağını ve bunun kripto para piyasasını olumlu etkileyeceğini öne süren…
Donald Trump'ın başkan seçilmesi ve ardından Gary Gensler'ın istifasıyla kripto para piyasasında yeni bir döneme…
Kripto sektörü, Trump'ın Scott Bessent'ı Hazine Bakanı olarak aday göstermesini olumlu karşıladı. Bessent, kriptoya sıcak…
Ethereum, altcoin'lere olan borcunu ödemeye hazırlanıyor. Bitcoin’in 100 bin dolar bandına temasa hazır olduğu bir…
Son dönemin kripto dünyasında konuşulan 1. katman blok zinciri projelerinden SUI, ABD'li varlık yönetim devi…
Leave a Comment