Geçtiğimiz senelerde başta büyük ABD’li bankalar olmak üzere birçok kurumla önemli kripto saklama anlaşmaları yapan NYDIG’de araştırmacıların son çalışmasında, spot Bitcoin ETF’lerinin, en büyük kripto para için 30 milyar dolarlık ek bir talep yaratabileceği yazıldı.
Raporda, “BlackRock ve iShares ürününde, yatırım sözleşmesi alım ve satım metodalarına olan benzerlik, pozisyon almadaki basitlik, risk ölçümü ile vergi beyanı gibi özellikler, şu anda var olan alternatiflere oranla ek faydalar getiriyor” denildi ve spot Bitcoin ETF ürünü övüldü.
Bitcoin’e “dijital altın” vurgusu yapılmasının da önemine değinen NYDIG, 2000’li yılların başlarında çıkan altın ETF’leriyle de bir karşılaştırma yaptı. Altın ETF’lerinin şu anda, toplam altın arzının %1.6’sına tekabül ettiğini belirten firma, bu rakamın Bitcoin fonları için ise %4.9 (toplam BTC arzına oranla) olduğunu aktardı.
Bitcoin fonlarında toplamda 28.8 milyar dolarlık yatırım bulunduğunu belirten şirket, rakamın altın fonları için ise 210 milyar dolar olduğu bilgisini verdi.
“Bitcoin 3.6 kat daha volatil”
Bitcoin’in altına oranla yaklaşık 4 kat daha volatil olduğu belirtilen raporda şu ifadeler kullanıldı:
“Bitcoin altına oranla yaklaşık 3.6 kat daha volatildir. Bu da yatırımcıların dolar bazında daha fazla riske maruz kalmamak için 3.6 kat daha az Bitcoin tercih edeceği anlamına gelir. Buna rağmen, Bitcoin ETF’i için artacak şekilde yaklaşık 30 milyar dolarlık bir talep oluşabilir”
“Altın ETF’inin değerlenmesindeki faktör zayıf dolardı”
NYDIG analistleri altın ETF’i çıktıktan sonra oluşan büyük ilgiye ise temkinli yaklaştılar. 2000’li yılların başında yaşanan 11 Eylül saldırılarının “Terörizme karşı Savaş” kampanyası başlattığını ve Çin’in yükselişinin bu dönemde hızlandığını belirten analistler, doların zayıflamasının makro ekonomide altına olan talebi artırdığını yazdılar.
“Tek başına 100 bin dolara taşımaz”
Analistler, spot Bitcoin ETF kabulünün Bitcoin’e olan talebi artıracağından şüphe duymadıklarını ancak bunun, en büyük kripto parayı tek başına 100 bin dolarlık seviyeye taşıyacak bir etken de olmadığını ifade ettiler.
Daha Fazlasını Okuyun
