Coinbase’in Güvenlik Başkan Yardımcısı olan Philip Martin, dün şirketin son zamanlarda dünyanın en büyük kripto para göçünü (büyük olasılıkla) nasıl gerçekleştiği konusunda ayrıntılar verdi. Martin, diğer birçok varlığın yanı sıra Coinbase’in taşıdığı miktarın tüm BTC’lerin yüzde 5’ini, tüm ETH’lerin yüzde 8’ini ve tüm LTC’lerin yüzde 25’ini oluşturduğunu belirtti.
Bu zincir üstü kripto para göçü, geçen hafta tamamlandı:
“Geçen hafta yaklaşık 5 milyar dolarlık kripto paranın soğuk depolama altyapımızın üçüncü neslinden dördüncü nesline geçişini başarılı bir şekilde tamamladık. Bildiğimiz kadarıyla bu şimdiye kadar gerçekleştirilen en büyük kripto para hareketi.”
Blog yazısında Martin, Coinbase‘in müşterilerinin dijital varlıklarının yüzde 98 veya daha fazlasını soğuk depolama yöntemiyle, yani çevrimdışı ortamda sakladığını açıkladı ve “Coinbase’in soğuk depolama sistemi, kripto para alanı yıllar içinde değişip geçirip olgunlaştıkça bir dizi evrim geçirdi.” dedi.
Daha sonra soğuk depolama ile ne demek istediğini ayrıntıları ile ifade etti:
“Soğuk depolama, donanım cüzdanlarından İsviçre Alpleri’ndeki sığınaklara kadar birçok tekniği kapsayabilir. Soğuk depolamadaki varlıklar tamamen çevrimdışıdır ve herhangi bir otomatik sistemle bağı koparılır. Kripto para gibi hızla gelişen bir sektörde birçok terim gibi soğuk depolama için de net bir standart yok.”
“Coinbase’in soğuk depolama standardında gerçek dünyada birden çok coğrafi bölgeye ayrılmış insanların işlem ayrıntılarını inceledikten sonra bir işlemi etkinleştirmek için fiziksel eylemler gerçekleştirmesi zorunlu.”
Geçtiğimiz altı yıl içinde Coinbase’in soğuk depolama sisteminin dört defa değişti. İlk nesil olan Generation One, sadece erel bir bankada bulunan kasada saklanan bazı USB sürücüleri ve kağıt yedeklerden ibaretti.
Coinbase Custody ile aynı zamanda piyasaya sürülen son nesil Generation Four ise “son derece kontrollü, denetlenmiş bir anahtar oluşturma süreci ve bir güvenlik temeli” ile başlıyor, “küresel olarak dağıtılmış bir anahtar depolama ve işlem onay sistemi” ile devam ediyor.
Bu sistemin iki ana faydası şu şekilde belirtiliyor:
– “Anahtar suistimali ve kayıplarına karşı” koruma
– Dünya standartlarında anahtar yönetimi ve denetimi için destek
Daha sonra Martin kripto para transfer sürecinin planlamasının niçin aylar aldığını açıkladı:
“Gerçek hareket tarihinden aylar önce planlamaya başladık ve sürece Coinbase’deki her ekibi dahil ettik. Transferin herhangi bir aksama olmaksızın tamanlanacağından emin olana kadar risk değerlendirmeleri, izleme planları yaptık ve test geçişleri gerçekleştirdik.”
Martin bu noktada en büyük endişelerinden birinin transferin bir borsa saldırısı veya önemli miktarda kripto para satmaya hazırlanan büyük bir yatırımcı ile karıştırılması ve piyasada endişe yaratması olduğunu söyledi. Diğer bir endişelerinin ise transfer sırasında saldırı planlayıp başlatabilecek potansiyel saldırganları harekete geçirmek olduğunu dile getirdi.
Bu son endişeden ötürü, duyuruyu 29 Kasım 2018’de transfer başlamadan kısa bir süre önce yaptılar.
Haber: CryptoGlobe
→ BITCOIN İÇİN PSİKOLOJİK ENGEL 4,000 DOLAR GEÇİLİRSE NE OLUR?