[toc]
Bu haftanın gündemini ve volatilitesini iki ana başlık belirleyecek:
- Hisse senetleri genellikle ara seçimlerden sonra yükselir. Peki bu kez olacak mı?
- Fed’in politikalarını etkileyebilecek enflasyon verileri. Piyasalara etkisi ne olur?
Borsa ve ABD ara seçimleri
Ülke genelinde Demokratlar ve Cumhuriyetçiler ara seçimler için hazırlanıyorlar. Peki, asıl kazanan portföyümüz olabilir mi? Tarih bu soruya ‘evet’ yanıtını veriyor.
Bespoke Investment Group’a göre hisseler, orta vadeli seçim yıllarında Kasım ve Aralık aylarında yükselme eğiliminde. Sonraki yıl getirileri ise genellikle pozitif. 1928’den beri, başkanlık döneminin 3. yılı genel olarak S&P 500 için dört yıllık döngünün en iyi yılı oldu.
Forbes’ta yayımlanan bir habere göre ise S&P 500, 1950’den beri ara seçim döneminden sonra olumlu getiriler elde etti.
ABD borsalarının Bitcoin ile korelasyonu göz önünde bulundurulduğunda, bu tarihsel döngü aslında dolaylı olarak kripto paralar üzerinde de pozitif bir etken sayılabilir.
MSCI’nin raporuna göre de seçimlerin genellikle piyasaya oynaklık getirdiği açık bir şekilde ortada.
S&P 500 resmi olarak ayı piyasası içerisinde ve bu kayıpların çoğu, kırk yılın en yüksek seviyesinde olan enflasyona ve Fed’in politikalarına bağlanıyor.
Geçtiğimiz hafta Fed, dördüncü büyük faiz artışını yapmasıyla 2008 krizinden beri var olan düşük faiz ortamından hızlı dönüşünü ortaya koyuyor.
Fed, gelecek toplantılarında daha küçük faiz artırımlarını düşüneceğinin, fakat enflasyon konusunda hala sert duruşunu sürdürdüğünün sinyalini verdi.
Özetle, yatırımcılar yakın zamanda Fed politikalarında büyük bir değişiklik beklememeli.
Tabi, Fed’in agresif politikalarına devam etmesi durumunda, ara seçimlerden sonraki 12 ay içinde hisse senedi piyasasının pozitif olma eğilimi de baskılanacaktır.
En nihayetinde, tarihsel eğilimlere bakmak bize kesinlikle tam resmi vermiyor.
Ara seçimlerin tarihsel getirilerinin yanında ABD endekslerinde son çeyrek dönemsel olarak pozitif bir periyot.
Fakat buna rağmen 2022’ye girerken, borsalar ve kripto paralar, yavaşlayan bir ekonomik büyüme oranı, sıkılaşan para politikası, yüksek seyreden enflasyon ve artan faiz oranlarının tam ortasında bir mücadele içinde kaldı.
Özet olarak, pozitif tarihsel verilerin yanında değişen konjonktürden dolayı dönemin risklerini doğru analiz etmek gerek.
İyi bir sezon görebilmemiz için ihtiyacımız olan veriler ise geçtiğimiz hafta yazdığım yazıda mevcut.
Yine, yeni, yeniden: Enflasyon verisi
“Kim daha büyük düşman, Powell mı?”
Konuya girmeden önce, 2019’da Donald Trump, Powell’ın bir konuşmasının ardından, “Kim daha büyük düşmanımız? Powell mı, yoksa Çin lideri mi?” diye epey sert çıkmıştı.
Trump’ın o sorusuna şimdi cevap vermek gerekirse, en büyük düşmanımız 40 yılın zirvesinde seyreden enflasyon canavarı.
İşin şakası bir yana, her ne kadar zaman zaman konuşmalarındaki tutarsızlıktan dolayı Powell’a en az Trump kadar kızıyor olsak da yine de söylemek gerekir ki Powell, Washington DC’deki en zor işlerden birini yapıyor. Çünkü, büyük bir resesyona yol açmadan enflasyonu dizginlemesi gerekiyor.
Dünya çapında rekor seviyelere taşınan enflasyon, pandemi ile birlikte ülkelerin dağıttığı karşılıksız paralar ve jeopolitik risklerden kaynaklanıyor.
Dünya bankalarının %80’i ise enflasyonla mücadele için faiz artırım silahını kullanıyor. Bu ülkelerde başı ise Amerikan merkez bankası çekiyor.
Fed, bu yılki yüklü faiz artırımlarına rağmen enflasyonu ancak yüzde 9.1’den yüzde 8.2’ye çekebildi. Diğer tarafta ise çekirdek enflasyon, yani gıda ve enerji gibi kalemlerin dışarıda bırakılarak hesaplanlandığı veride ise yükseliş devam ediyor. Fed’in nihai hedefi ise bu oranı yüzde 2’ye çekmek.
Rakamların tam olarak böyle olduğu bir ortamda ise perşembe günü gelecek Ekim ayı enflasyon verileri Fed’in politikalarını belirlemesi adına önemli olacak.
Beklentiler verinin yüzde 8 geleceği yönünde.
Wells Fargo ise, TÜFE’nin beklentilerin altında kalma olasılığının yüksek olduğuna inanıyor.
Enflasyon verisi kötü gelmezse ne olur?
Şimdi daha fazla karmaşık hale getirmeden bu verinin piyasalar için ne ifade ettiğini özetleyelim.
Bu hafta açıklanacak TÜFE verisi kötü gelmezse;
- Beklendiği gibi, Fed Aralık ayında ayağını gazdan çeker. (İyi)
- Dolar endeksinde geri çekilmeler devam edebilir. (İyi)
- BTC’de ise tepki alımları artabilir. (İyi)
Fakat verilerin beklenenden çok yüksek gelmesi, işte tüm bu iyi senaryoları çürütebilecek güce sahip.
Hem enflasyon verisi hem de ABD ara seçimleri sebebiyle çift doz oynaklık alacağımız bu hafta, aynı zamanda gidişatın şekillenmesi adına da belirleyici olacak.