Bilindiği gibi, Bitcoin’in blok zinciri, güvenliği madencilerin kendi sistemleriyle ağı savunmalarına dayanan, merkezi olmayan bir hesap defteri. Madenciler yaptıkları iş sebebiyle Bitcoin ile ödüllendirirler, bu da madencileri motive eder ve ağın güvenli kalmasını sağlar.
Fakat madencilere verilen blok sübvansiyonun son kullanma tarihi olması, bu tarih geçtikten sonra Bitcoin’in güvenliğinin tehdit altında olabileceğine dair endişeler doğurdu.
Durumu değerlendiren Bitcoin Geliştiricisi Tamas Blummer, Bitcoin blok zincirinin doğrudan kullanımının gelecekte ‘saçma bir şekilde pahalı’ olabileceğini ifade etti.
Adamant Capital’in kurucusu Tuur Demeester ise Bitcoin’in gelecekte nereye gidebileceğine dair bir karşılaştırma yaptı.
Demeester, Bitcoin’in şu anki durumunun, doğal kaynakların doğada az olması nedeniyle ham petrole benzediğini belirtti. 1860’larda, petrolün avantajlarının, kullanıcılar tıpkı Bitcoin’de olduğu gibi kullanımı konusunda çok temkinli olduklarından şüpheci alıcılara açıklanması gerektiğini söyledi.
Petrolün popülaritesi iki yılda ihracat 40 varilden 25 milyon varile yükselirken patladı. Bitcoin gibi petrol fiyatları da piyasanın kurulduğu ilk günlerde oldukça değişkendi. Mesela Londra’da fiyatlar bir galonda 5 ila 30 kuruş arasında değişiyordu.
Demeester, tüm senaryoyu Petrol ve Bitcoin arasında birçok ‘olası paralellik’ olduğunu belirterek ana hatlarıyla açıkladı. Her iki tarafın da potansiyel büyük ekonomik unsurlar olarak tanımlanması yıllar sürdü. Her ikisi de erken altyapı sorunları ile karşı karşıya kaldı ve dosdoğru büyüme açıkça yavaştı.
Ancak her ikisi de uygulama ve popülerlik taşma noktasına ulaştıktan sonra hızlı benimseme ile aynı özellikleri sergiledi.
Verdiği bu örnekle Demeester, blok sübvansiyon zamanla azaldığında Bitcoin’in önemini kaybetmeyeceğinin, sanal bir varlık olarak daha iyi anlaşılacağının ve rafine edileceğinin, öneminin değerli bir varlık olarak sağlamlaşacağının altını çizdi.