Son dönemde katıldığım programların neredeyse tamamında, Instagram ya da YouTube canlı yayınlarında katılımcıların en çok sorduğu soru kripto para yatırımları. Kimi arkadaşlarımız sürekli olarak benden kripto para yatırımları için tavsiyeler istiyor ve kimileri de kripto para yatırımı yapıp yapmadığımı merak ediyor. Bu yazıyla hem merak ettiklerinizi yanıtlamak, hem de kripto paranın bize ne anlam ifade ettiğini aktarmaya çalışacağım.
İlk olarak öncelikle kripto paraların özelliklerinden bahsederek başlamamız ve ardındaki teknolojiyi konuşmamız doğru olacaktır. Kripto paralar, Blockchain olarak adlandırılan ve dilimizde blok zinciri olarak kullandığımız teknoloji sayesinde varlar. Blok zinciri teknolojisi, sadece kripto para alanında değil, bugün pek çok farklı alanda kullanılıyor. Bu teknoloji sayesinde kripto para birimleri bloklardan oluşan bir zincir halinde işleniyor, kripto paraların akışı ve kimde olduğu takip edilebiliyor. Aslına bakarsanız, kripto para yatırımı yapmadan önce, blok zinciri teknolojisini iyi anlamak gerekiyor. Çünkü çevresinde de birçok farklı terim var, fork denilen çatallama, mining olarak bildiğimiz kripto para kazma gibi terimlerin ne olduğunu bilmeden, kripto paraları anlamadan, hacimlere ve kripto paraların neye nasıl tepki veren geçmişlerine bakmadan kulaktan dolma bilgilerle kripto para yatırımı yapmak son derece yanlış.
Elbette sizlere kripto para alın ya da almayın tarzında bir yönlendirme yapmak benim görevim değil, ama benim görevim olmadığı gibi, başkalarının da değil. Burada en önemli nokta, kripto para yatırımlarını çevrenizden aldığınız duyumlarla yapmayın. Bugün pek çok yatırım alanında spekülasyon yaratmak ve buna aracı olmak oldukça ciddi bir suç, ancak kripto paralar tarafında ciddi spekülatif hareketlerin olması, hızlı iniş ve çıkışların olması yatırımcıların dikkate alması gereken bir nokta.
Yakın geçmişte, artık kurumların da Bitcoin gibi bazı kripto para birimlerine yatırım yapması, ilgiyi had safhaya çıkardı. Üstelik sürekli olarak artan değer, internet ve sosyal medyanın haber gücüyle birlikte Bitcoin çok ciddi kitlelere ulaşıyor. Yukarıda bahsettiğim gibi, bu tarzların çıkması kripto para birimlerine de ilgiyi çok yükseltmiş durumda. Statista’nın 2020 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, Türkiye’de anket sorusu yöneltilen binlerce kişinin yüzde 16’sı daha önce kripto para yatırımı yaptığını veya halen sahip olduğunu aktarmış. Ayrıca, World Economic Forum’un hemen 2021’de yayınladığı bir rapora göre ise Türkiye’de kripto para yatırımları oldukça yaygın ve artık sokaktaki vatandaş da kripto para yatırım yapmanın peşinde. Bunun sebeplerinden birisi de elbette vatandaşın kötü giden ekonomi ve enflasyona karşı kazandığı paranın değerini korumaya çalışması olarak değerlendirebiliriz. Paranın değerini korumak isteyen vatandaş genellikle gidip döviz satın alıyor. Düşük istihdam ve işsizlik insanları kısa yoldan zengin olma seçeneklerine daha hızlı yönlendiriyor. Böylelikle insanların bu alanlarda dolandırıcılığa karşı daha kırılgan olduğunu ve kripto para adı altında aslında farklı türde dolandırıcılıklara maruz kaldığını üzülerek okuyoruz.
Ülkemizde kripto paraya olan ilgide, genç nüfus ve teknolojiye olan merakımız kadar, bir de kötü giden ekonomi yönetiminin de payı olduğunu düşünüyorum. Bu düşüncemi kanıtlayan bir diğer veri de yine WEF tarafından yayınlanan aynı araştırmanın sonuçları. Çünkü kripto paralara en az ilgi gösteren ülkeler arasında Japonya ve Danimarka var. Bu iki ülkede enflasyon diye bir şey yok, kısacası enflasyon ülkemizde de olmasa, kripto paralar bu kadar geniş kitlelere yayılmaz, sadece işin meraklısı olan daha dar bir kitle tarafından takip edilirdi diye tahmin ediyorum. Bununla birlikte fakirlik ve kısa yoldan zengin olma umudu pek çok dar gelirli vatandaşımızı da buraya yönlendiriyor.
Yukarıda saydığım sebepler ve küresel olarak da kripto paraların arkasına aldığı basın gücü, yatırımcıların yatırım yaptığı kripto paraların reklamını yapması ülkemizde de karşılık buldu. Kulaktan kulağa yayılan kripto para işlemleri, ülkemizde açılan kripto para borsaları ile birlikte yükseliş trendine geçti. Bugün kripto para yatırımı yapmak oldukça kolay, ancak mağdurlar olduğu da bir gerçek. İşini düzgün yapan kripto borsaları kadar, saadet zinciri benzeri oluşumlar da meydana çıktı ve Bitcoin ya da benzer kripto para birimlerinin adını geçirerek mağdurlar yarattı. Bunların sebebi ise bugüne kadar bu konuda hiçbir düzenlemenin yapılmamış olması.
ABD’de IRS kurumu, 2014 yılında kripto para birimlerinin vergiye tabi olmasına dair bazı adımlar atmıştı. Bu konu bir şekilde regüle edildi ve vergilendirmesi ile ilgili konuda bazı düzenlemeler yapıldı. ABD’de vergilendirme kripto paranın satışı halinde ve para kazanmanız durumunda oluyor. Kripto paralarınızı satmazsanız bir vergiye tabi tutulmuyorsunuz. Yine aynı şekilde kripto paralarınızı sattığınızda kazancınız yıllık olarak 40 bin doları geçmiyorsa vergi oranı yüzde sıfır. Ancak bu tutarı aşan miktarlar için vergi oranınız yüzde 15 oluyor. Eğer kazançlarınız 441 bin 450 doları geçerse vergi oranı yüzde 20’ye yükseliyor. Benzer bir konu şimdi Türkiye’de gündeme geldi. Hazine ve Maliye Bakanlığı, 1 Mart 2021 tarihinde yaptığı basın açıklamasıyla, bir bakan yardımcısının konuyla ilgili olarak Merkez Bankası, BDDK, SPK ve ilgili diğer kurumlarla iş birliği halinde çalışmalar yürüttüğünü açıkladı. Bakanlık resmi açıklamasında, “dünya genelinde oluşan kaygıdan” bahsetse de bazı sızan bilgiler aslında kripto paraların vergilendirilmesi ile ilgili olduğuna işaret ediyor. Yani şu anda çalışılan şey, Türkiye’de kripto para gelirlerinden nasıl vergi alınabileceği yönünde. Bununla birlikte kripto para borsalarının da bir şekilde regüle edilmesi, kontrol ve denetlemeye tabi olması gerekiyor. An itibariyle böyle bir kurum ya da kuruluş yok. Herhangi bir mağduriyet yaşayan kullanıcının, şikayetini iletebileceği bir yetkili merci de yok. Öngörümüz hep bir kurum düzenlemesi hem de vergilendirme olacağı yönünde ancak bu konuda bir plan ve program var mı, muhatap taraflarla bir görüşmeler yürütülüyor mu bilmiyoruz. ABD örneği verdiğime bakmayın, vergilendirme ve regülasyon ile ilgili konu sadece batıda konuşulmuyor; Örneğin, Filipinler, geçtiğimiz yıl yaz aylarında tam 16 adet kripto para borsasını regüle ettiğini açıkladı. Bizde ise bu adımlar biraz geç atılmış gibi gözüküyor. Yine de inancım tam ve ilgili yetkin insanların bu konuda attığı adımların istişare ve diyalogla ilerlemesi konusunda temennim var.
Artık varlığı ve geçerliliği tartışılmaması gereken bir para birimi de Bitcoin oldu. Görmezden gelmek yerine anlamak ve iyi analiz etmek gerekiyor. Oldukça spekülatif tarafı olan bu kripto para birimini iyi okumamız gerektiğini düşünüyorum. Maalesef yatırım yapmaması gereken kişilerin yatırım yapması ve zarar görmesi neticesinde mağdurlar ortaya çıkıyor. Yatırım yapacak herkesin riskleri iyi analiz etmesi ve sonrasında risk alması şart. Özellikle Bitcoin’e gelen eleştirileri de anlamak spekülatif ve ‘balon’ söylemlerini dikkate almak gerekiyor.
Çünkü örneğin Bitcoin, eğer çoğunluk tarafından kısa sürede satılmak amacıyla alınıyorsa piyasa değerinde balon olma, yani fiyatının uzun vadede düşebileceği ihtimali de doğuyor. Uzun süreli ve kalıcı fiyat artışı ancak dünya reel pazarlarında Bitcoin’in rolü öne çıkarsa olabilir. Şu an bu finansal dönüşümün işaretleri olsa da yolun çok başındayız ve Bitcoin fiat para birimi olmaktan uzak. Yani diğer fiat para birimleri gibi bir devletin kontrolünde değil ve devlet tarafından basılan bir para birimi de değil. Bu tarz para birimlerinin devlet güvencesi altında olmaması kendi yapısı gereği bazı avantajlar sunduğu kadar dezavantajları da yanında getiriyor.
Bunun yanı sıra belki kimsenin konuşmadığı bir çevre problemini de konuşmamız bu noktada gerekiyor. Kripto para madenleri sürekli çalışıyor ve yapılan işlemleri sürdürerek ayakta tutmak adına ciddi bir enerji tüketimi söz konusu. Sadece tek başına Bitcoin için harcanan elektrik miktarı tüm dünyadaki veri merkezlerinin harcadığı elektriğin yarısına yaklaşmış durumda. Duruma bir de bu gözle bakınca kripto paralarla ilgili olarak bir de çevre hassasiyetimiz olması gerektiğine inanıyorum.
Bugün bizlerin üzerine düşen tek şey, kripto paraların gelecekte karşılığı olduğu ve teknolojisini iyi anlamamız gerektiği. Merkeziyetçi olmayan Bitcoin gibi kripto para birimleri kadar, devletler tarafından oluşturulan, CBDC (Central Bank Digital Currencies) kavramlarını konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Elbette düzenlemeler ve yatırımcıyı koruyan kurallar konulmalı, ancak bunun yanında geleceğe de iyi hazırlanmamız gerekiyor. Benim cümlelerimi bitirirken son tavsiyem ise, kripto para birimleri konusunda çok dikkatli olunması yönünde arkadaşlar. Eğer konuya ilgiliyseniz, takip edecek vakit ve enerjiniz varsa, tabii ki deneysel yatırımlar yapabilirsiniz, kaybettiğinizde üzülmeyeceğiniz miktarlarla kripto para birimleri yatırımlarını öğrenmeye ve anlamaya çalışmanızı tavsiye ederim. Dünya üzerinde farklı örnek ve kripto para borsalarını takip edin, hacimlere bakın, her şey şeffaf ve internet bu konuda sınırsız bilgi ile oldu. Biz şimdi hep birlikte, bu konuda gelecek düzenlemeleri takip edecek, Türkiye’de bireysel yatırımlardan sonra şirketlerin kripto para yatırımlar konusunda nasıl adımlar atacağını hep birlikte göreceğiz.
Taylan Yıldız’ı Twitter’dan takip etmek için: @taylanyildiz