Resesyon Nedir? Durgunluk İşssizlik ve Yatırım

Son dönemde küresel piyasalarda en çok duyduğumuz terimlerden birisi de resesyon diyebiliriz. Covid-19 pandemisiyle birlikte yükselişe geçen piyasalar ve parasal genişlemenin enflasyona sebep olmasının ardından merkez bankaları harekete geçti. Faiz oranlarının yükseltilmesi ve bilançolarda daralmaya gidilmesi sebebiyle resesyon en çok duyduğumuz terimlerden birisi haline geldi. Peki resesyon nedir, neden olur, resesyon dönemlerinde piyasalara ne olur? Resesyon Nedir? Resesyon, genel anlamıyla, ekonomik aktivitenin belirli bir dönem boyunca sürekli bir düşüş gösterdiği dönemdir. Birçok ekonomist ve analist, resesyonun somut bir tanımını, birbirini...

resesyon nedir

Son dönemde küresel piyasalarda en çok duyduğumuz terimlerden birisi de resesyon diyebiliriz. Covid-19 pandemisiyle birlikte yükselişe geçen piyasalar ve parasal genişlemenin enflasyona sebep olmasının ardından merkez bankaları harekete geçti. Faiz oranlarının yükseltilmesi ve bilançolarda daralmaya gidilmesi sebebiyle resesyon en çok duyduğumuz terimlerden birisi haline geldi. Peki resesyon nedir, neden olur, resesyon dönemlerinde piyasalara ne olur?

Resesyon Nedir?

Resesyon, genel anlamıyla, ekonomik aktivitenin belirli bir dönem boyunca sürekli bir düşüş gösterdiği dönemdir. Birçok ekonomist ve analist, resesyonun somut bir tanımını, birbirini takip eden iki çeyrek boyunca bir ülkenin reel (enflasyona ayarlanmış) gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) düşmesi olarak kabul eder. GSYİH, bir ülkenin belirli bir süre zarfında ürettiği tüm mal ve hizmetlerin toplam değerini temsil eder.

Resesyonu Anlamak

Yukarıda verdiğimiz resesyon nedir sorusunun cevabı, genellikle resesyonun başladığı ve sona erdiği dönemleri belirlemek için bir kılavuz olarak kullanılır. Ancak, bu tanımın birkaç sınırlaması bulunmaktadır.

İlk olarak, yalnızca GSYİH’ya odaklanmak bazen yanıltıcı olabilir, çünkü GSYİH tüm ekonomik faaliyetlerin değerini yansıtmayabilir. Ekonomi içerisinde çeşitli sektörler ve pazarlar farklı hızlarda büyüyebilir veya küçülebilir, ve GSYİH bu farklılıkları tam olarak gözler önüne sermez.

Bu nedenle, bir ekonominin resesyon içinde olup olmadığını anlamak için daha geniş bir ekonomik faaliyet göstergeleri setini göz önünde bulundurmak genellikle daha faydalıdır.

Bu göstergeler, işsizlik oranları, perakende satışlar, kapasite kullanım oranları ve endüstriyel üretim gibi ekonomik aktivitenin diğer alanlarından gelen verileri içerebilir. Bu göstergelerin kullanılması, ekonominin genel durumuna daha geniş bir bakış açısı sağlayabilir ve resesyonun belirlenmesine yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, resesyon bir ekonomide genel bir düşüş dönemi olarak kabul edilir ve genellikle reel GSYİH’daki sürekli düşüşlerle ilişkilendirilir. Ancak, ekonomi hakkında tam bir resim çizmek için çeşitli ekonomik göstergelerin değerlendirilmesi önemlidir

Resesyon Neden Olur?

Resesyonlar, genellikle çeşitli faktörlerin birleşimi sonucu oluşur. Birçok ekonomik teori, bir ekonominin resesyona neden girdiğini ve bu sürecin nasıl işlediğini açıklamaya çalışır. Genel olarak, resesyon nedenleri ekonomik, finansal ve psikolojik faktörler olmak üzere üç ana kategoride incelenebilir.

Ekonomik faktörler genellikle sektörler arası yapısal değişimleri ve genel ekonomik şartlarda meydana gelen değişiklikleri içerir. Örneğin, petrol fiyatlarının ani ve sürekli bir artışı, ekonomideki genel maliyetleri yükseltir ve böylece bir resesyona yol açabilir. Bu durum, petrol fiyatlarındaki artışın çoğu endüstri ve tüketici üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu için genellikle tüm ekonomiyi etkiler.

Finansal faktörler genellikle kredi ve para arzındaki değişiklikleri ve finansal risklerin birikimini içerir. İyi ekonomik dönemler boyunca kredi büyümesi ve finansal risklerin birikmesi, resesyon dönemlerinde kredi ve para arzının daralmasıyla sonuçlanabilir. Bu durum, durgunluk dönemlerinde krediye erişimin zorlaşması ve bu durumun ekonomik aktiviteyi daha da yavaşlatmasıyla ekonomiyi olumsuz etkileyebilir.

Son olarak, psikolojik faktörler de resesyonların nedenleri arasında yer alır. Ekonomik büyüme dönemlerinde yaşanan aşırı coşku ve resesyon dönemlerinde yaşanan derin karamsarlık, ekonomik döngülerin aşırılıklarını daha da kötüleştirebilir. Örneğin, aşırı coşku dönemleri genellikle yatırımların ve tüketimin aşırı artışına, dolayısıyla ekonomide istikrarsızlıklara neden olur. Bu istikrarsızlık, sonunda ekonomiyi bir resesyona sürükleyebilir.

Sonuç olarak, resesyonlar genellikle ekonomik, finansal ve psikolojik faktörlerin bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkar. Bu faktörler genellikle birbirleriyle etkileşim içinde olup, bir ekonominin resesyona girişini ve çıkışını şekillendiren karmaşık bir döngü oluşturur.

Resesyona Girince Ne Olur?

resesyone girince ne olur

  1. İşsizlik Oranlarında Artış: İşletmeler, resesyon dönemlerinde gelirlerini artırmakta zorlanır. Bu, genellikle işten çıkarmalar ve iş kayıpları ile sonuçlanır. İşsizlik oranları, bu dönemlerde genellikle önemli ölçüde artar.
  2. Tüketici Harcamalarında Azalma: Resesyon dönemlerinde tüketiciler genellikle ekonomik belirsizlik nedeniyle daha temkinli hale gelir. Bu, genellikle tüketici harcamalarında bir düşüşe neden olur. Bu durum, perakende satışlarda düşüşe ve tüketicilerin lüks ürünler ve hizmetler üzerindeki harcamalarını kısıtlamalarına yol açar.
  3. İşletme Yatırımlarında Azalma: Ekonomik belirsizlik ve azalan tüketici harcamaları nedeniyle, işletmeler genellikle resesyon dönemlerinde yatırımlarını azaltır. Bu durum, yeni iş yaratma ve ekonomik büyüme üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir.
  4. Varlık Fiyatlarında Düşüş: Resesyon dönemlerinde genellikle konut fiyatları, hisse senetleri ve diğer yatırımların değerleri düşer. Bu durum, yatırımcılar için kayıplara ve genel ekonomik zorluklara yol açabilir.

Yatırım ve Resesyon

  1. Risk Toleransınızı Değerlendirin: Her yatırımcının risk toleransı farklıdır ve bu, resesyon dönemlerinde özellikle önemlidir. Ekonomik belirsizlik dönemlerinde risk toleransınızı doğru bir şekilde değerlendirmek, hangi yatırımların sizin için uygun olduğunu belirlemenize yardımcı olabilir.
  2. Çeşitlendirme: Yatırımlarınızı çeşitlendirmek, resesyon dönemlerinde özellikle önemlidir. Farklı varlık sınıfları ve sektörler arasında yatırım yapmak, potansiyel riskleri azaltabilir ve olası getirileri optimize edebilir.
  3. Uzun Vadeli Düşünme: Resesyonlar genellikle kısa süreli ekonomik durgunluk dönemleridir. Uzun vadeli bir yatırım stratejisi benimsemek, kısa vadeli dalgalanmalardan kaçınmanıza ve genel ekonomik toparlanmadan potansiyel olarak yararlanmanıza yardımcı olabilir.
  4. Nakit Pozisyonunun Değerlendirilmesi: Resesyon dönemlerinde nakit, önemli bir varlık olabilir. Ekonomik belirsizlik dönemlerinde ekstra nakit, beklenmedik mali zorlukları karşılamak ve düşen piyasalarda yatırım fırsatlarından yararlanmak için önemli olabilir.
  5. Değer Yatırımları Araştırın: Resesyon dönemleri, genellikle düşük fiyatlı kaliteli varlıkların bulunabileceği dönemlerdir. Dikkatli bir şekilde araştırılmış değer yatırımları, bu dönemlerde potansiyel olarak yüksek getiri sağlayabilir.
  6. Bilgi ve Araştırma: Resesyon dönemlerinde yatırım yaparken daha fazla bilgi ve araştırma yapmak özellikle önemlidir. Ekonomik koşullar ve piyasa trendleri hakkında bilgi sahibi olmak, daha bilinçli yatırım kararları vermenize yardımcı olabilir.

Piyasalar ve Resesyon

Resesyonlar, genellikle hisse senetlerinin fiyatlarını olumsuz yönde etkileyen dönemlerdir. İşte resesyonların hisse senetleri üzerindeki genel etkileri:

  1. Karlılıkta Düşüş: Resesyonlar genellikle tüketici harcamalarında azalmaya yol açar. Bu durum, şirketlerin satışlarını ve karlarını düşürür. Karlılık düştükçe, hisse senedi fiyatları genellikle düşer, çünkü yatırımcılar genellikle düşük karlı şirketlere daha az yatırım yaparlar.
  2. Ekonomik Belirsizlik: Resesyonlar, genellikle ekonomik belirsizlik dönemleridir. Bu belirsizlik, yatırımcıların riskten kaçınmasına ve daha “güvenli” varlıklara yönelmesine neden olabilir, bu da hisse senedi fiyatlarında düşüşe neden olabilir.
  3. Yatırım Azalması: Birçok şirket, resesyon dönemlerinde yatırımlarını kısmaya karar verir. Bu durum, gelecekteki büyüme beklentilerini düşürebilir ve hisse senetlerinin değerini düşürebilir.
  4. Faiz Oranları: Resesyonlar sırasında merkez bankaları genellikle faiz oranlarını düşürür. Bu, teorik olarak, hisse senetlerini daha cazip hale getirebilir, çünkü düşük faiz oranları, diğer yatırım seçeneklerini (örneğin, tahviller) daha az çekici hale getirir. Ancak, bu etki genellikle karlılık düşüşü ve ekonomik belirsizlik gibi diğer faktörler tarafından gölgelenebilir.

Resesyonlar genellikle hisse senedi fiyatları üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olsa da, bazı hisse senetleri veya sektörler diğerlerinden daha iyi performans gösterebilir. Örneğin, “savrulma dirençli” sektörler (örneğin, sağlık hizmetleri veya tüketici temel maddeleri) genellikle resesyonları diğer sektörlere göre daha iyi atlatabilir. Ayrıca, resesyonlar genellikle yatırımcılara düşük fiyatlardan kaliteli hisse senetlerini satın alma fırsatı sunar. Bu nedenle, dikkatli bir araştırma ve strateji ile resesyonlar, hisse senedi yatırımcıları için potansiyel fırsatlar sunabilir.

Ancak yatırım stratejisine ve portföy yönetimine dikkat edilmediği durumlarda potansiyel fırsatlar gibi kayıplar da ortaya çıkabilir.

Kaynak: IMF

Yayınlandı:
Son Güncelleme:
En güncel gelişmelerden ilk siz haberdar olmak istiyorsanız Uzmancoin Telegram kanalına katılın!
Daha Fazlasını Okuyun

Sohbete Katıl