Fiyatının 11.000$’ı aşmasına karşın dünya nüfusunun sadece yüzde 1’inden azının Bitcoin‘i aktif olarak kullandığını hatırlamak gerekiyor. Dijital para birimleriyle ilgili oldukça fazla tartışma dönüyor ancak yine de küresel ekonomide küçük bir balık.
Birçoğu Bitcoin’i dotcom balonuna benzetiyor, internetin ortaya çıktığı sırasında internetle ilgili projeler üreten şirketlere yapılan yatırımlar gibi. Fakat Bitcoin bir şirket değil, bir teknoloji. 1994’te e-postanın yaptığı gibi uçurumun üzerinde oturuyor.
1994’te e-posta, sadece nüfusun yüzde 0.25’i tarafından küresel anlamda kabul edildi. Oysa Arpanet mühendislerinden Ray Tomlinson tarafından 1975 yılında icat edilmişti. Uzunca bir süre sonra internetin ‘katil uygulama’sı halini aldı.
Şimdi internet de e-posta da oldukça tanıdık geliyor.
Bitcoin, 2008 yılında icat edildi, küresel ekonominin çöktüğü zamanlarda teknoloji meraklıları ve anarşistler için bir oyuncaktı. Sadece bir hobiydi ve başka bir şey değildi.
Sonra hızla ivme kazandı ve Blockchain için tek ‘katil uygulama’ haline geldi ve birlikte bu alana uzun zaman hakim oldular.
E-posta, teknoloji meraklıları için bir oyuncaktan öteye geçerek nasıl tabana yayıldı?
E-postanın ilk zamanlarında kullanımı standart kullanıcılar için zordu. Herkesçe erişilebilir hala gelmesi gerekiyordu ve arayüzü her insana erişebilir olabilmek için değişmek zorunda kaldı.
Bitcoin’in yolu
E-posta’nın ve Bitcoin’in ilk zamanları birbirine benziyor. 2013’te Coinbase’in her kullanıcının Bitcoin’i anlaması ve kullanabilmesi için kısmen basit bir arayüz oluşturmasının ardından tabana yayılma hız kazandı. Ancak çözülmesi gereken teknolojik sorunlar vardı. İstem dışı hard fork, az kullanıcı dostu arayüz ve minimal ağ etkileri gibi. Hepsi Bitcoin’in büyümesi ve adaptasyonu önündeki engellerdi. Şimdi hepsi değişmiş durumda.
Kullanıcı arayüzlerinin kullanım kolaylığı, yaşlı annelerin ve büyükannelerin Bitcoin cüzdanlarını kullanabilmeleri ve Bitcoin’lerine kolaylıkla erişebilmeleri, hatta ETF’lerin, vadeli işlemlerin ve hatta ATM’lerin duyurulmasıyla bambaşka bir noktaya ulaşıldı.
Bitcoin nihayetinde tam anlamıyla bir değer deposu haline geldi. Bankacılık sisteminin egemenliğine meydan okuyan ve birçok insanı borç zincirlerinden kurtaran yıkıcı bir teknoloji…
Bitcoin girişimcisi Erik Voorhes, 2014’e geri döndüğümüzde şunu söylemişti:
Hala gitmemiz gereken çok yolumuz var. -Bitcoin’in ana akım haline geldiği iddialarına yanıt olarak.
O yılın Nisan ayında Bitcoin fiyatı 330-340$ arasındaydı.
Gerçekten 2014’ten 2017’ye büyük bir sıçrama oldu fakat küresel pencereden bakıldığında fark edilmiyor bile.
Cointelegraph